Çocukla iletişimde ne söylediğimiz değil, ne hissettirdiğimiz önemlidir…

Çocuklarımızla iletişim halindeyken çoğu zaman gündelik bir dil kullanırız aslında.  Oysa farkının anlaşılması başlarda oldukça zor olmakla birlikte, birkaç kez olumlu sonuç aldıktan sonra alışkanlık haline gelecek olan Ben Dili, çocuk algısında olumlu anlamda fark yaratır. Nasıl mı;

Çocuk merkezli olan “Sen Dili” çocuğu , anne babayı anlatan “Ben Dili” ise anne babanın ruh halinin iletişi biçimidir.

“Yeter. Beni çok yoruyorsun” sen diline bir örnek olup, çocuğun kendini suçlu hissetmesine sebep olur. “Biraz yorulmuşum.   Artık konuşmak istemiyorum ” söylemi ise acımasız gibi gözükse de durumun çocukla ilgili bağı olmadığını gösterir. Suçlayıcı ton olmadığından Sonucunda isyan veya çığlık getirmez.Sadece o an tüm gün anne ya da babasının işten gelmesini bekleyen, ilgi beklentisi olan çocukta biraz hayal kırıklığı yaratır, ancak çocuk kişiselleştirmeyeceği için çabuk atlatır.

Sen Dili, karşılıklı suçlama ve savunmaya geçmeyi de beraberinde getirir. İki tarafın da gerçek duyguları arka planda kalıp, tarafları, iletişimi koparacak bir noktaya getirir.

Ben Dili, bünyesinde açık yüreklilik ve dürüstlük  barındırır. Zaman zaman bu durum çocukların hoşuna gitmese de onları yaralamaz, tam tersine çocuğu incelikle düşünmeye sevkeder ve varsa hatasını farketmesini sağlar.

Elbette Ben Dili’nde istisnai durumlar yaşanabilir ve ebeveynin duygu durumu, karşı tarafı suçlayıcı ve yargılayıcı durumda bırakabilir. Örneğin “ Hayal kırıklığına uğradım” söylemi her ne kadar “Senin yüzünden” kelimelerini içermese de kasıt bellidir ve yaralayıcıdır. Duyguları ifade ederken kullanılan dilin,  çocukta hangi hissi yaratacağını ön görmek gerekir.

Ben Dili’ni sıklıkla kullanmamız dileğiyle,

Sevgiyle kalın,