Bir masal Şehri Budapeşte. RCI Timeshare aracılığıyla PetnahazyClub’te 1 haftalık rezervasyon yaptırdık. Şehrin biraz dışında, merkezden yaklaşık 35 dk’da iki toplu taşıma aracı ile ulaşabileceğiniz havası temiz orman içinde bir otel. Uçaktan indikten sonra hemen havalimanı çıkışında 100E otobüsü kalkıyor. Sizi merkezde LisztFerenc Ter meydanında indiriyor. Döviz bürosu komisyonsuz haliyle Starbucks’ın yanındaki hanın içinde sizi uygun fiyatıyla bekliyor.Forinti buradan değiştirdikten sonra 2 günlük HoppOff Turunu aynı hanın içinde 7500Ft yerine 5000Ft ‘ye alabilirsiniz ki bunun içinde ikramlar da var.Yüzde yüz değer.Bu tarihte 1000 Ft 21 Tl ye eşit.Biz Petnahazy Club ‘a gitmek için metroya binip kırmızı hatta Kalmar Ter durağında iniyoruz. Hemen önünden bir günlük biletimizi alıp (grup fiyatı 3500Ft) 59A ya da 61 no’lutramway son durağı olan Hüvösvölgy’e gidip 63 no’lu otobüse biniyoruz. Adliget durağında inip orman içinden 14 dk’da otele ulaşıyoruz. Taksi başlangıç ücreti 700Ft, km/dk 300 Ft.Taksi kullanmak isteyenler için toplu taşımanın daha hesaplı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Tren garı için Keleti istasyonunda inebilirsiniz.

9.yüzyılın sonlarına doğru Macar Kabilelerinin kurduğu Macar Krallığı ile başlayan kuruluş, Doğu Roma Egemenliği ile devam etmiş, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun bir parçası olarak iyi bir reform sürecinden geçmiştir. Buda ve Pest ve Eski Buda’nın birleşmesiyle kendine Avrupa’da önemli bir yer edinmiştir. İkinci Dünya Savaşında büyük hasar gören şehir,2004 yılında AB’ye katılarak tekrar gelişim sürecine girmiştir. Tuna Nehri’nin Buda tarafı, Barok mimarinin izlerini taşımakta olup, Buda kalesinden Balıkçı Tabyası’na ve Cellert Tepesi’ne kadar görülmeye değer. Peşte tarafında ise Pazar yeri, yemek yemek için uygun bir nokta. Pazardan alışveriş yapılabilir. Spar market tavsiye edeceğim diğer bir alışveriş noktası. Margaret Adası, yürüyüş için ideal, gölet ve süs havuzlarıyla özellikle çocukların çok zevk alacağı bir kaçamak adası. İki buçuk kilometre uzunlukta ve 500 metre genişlikte olan adaya ortaçağda Tavşanların Adası denilirmiş.

İstanbul boğazını düşünün trafik yoğunluğu olmayan. İki yakada da otobüs hattı, turistler için seyri keyifli bir ortam sunuyor bizlere. Parlementobinası, Tuna Nehri’ne nazır, önünde Nazi soykırımını protesto eden heykel ayakkabılarıyla en turistik noktalarından biri. Osmanlı mirası; Roma, Yunan ve Türk mimarisine sahip kaplıca ve hamamları görme imkanı bulamasam da turistlerin oldukça fazla rağbet gösterdiğini söyleyebilirim. Malum, termal sular aynı ülkemizde olduğu gibi şifa dağıtmaktadırlar.

Avrupa’da biranın en uygun olduğu şehirlerden biri. 0,50 Euro’ya iyi bir bira içebiliyorsunuz. Gulaş, Macaristan’ın geleneksek yemeklerinden birisidir. Genellikle dana eti, soğan, kırmızı biber ve biberden yapılır.Langos; Macarların, yemeğin yanında yedikleri bizdeki pişiye benzer ekmek tipidir. Tüm Balkanların simgesel bir yiyeceği Palaçinka, tatlı canınız çektiğiniz yiyebileceğiniz Boşnak tatlısı.Benim beğenmiş olduğum simge yiyecekler bunlar. Daha fazlası için tıklayabilirsiniz.

Tuna Nehri tekne turunu şehrin ışıklandırmasının keyfine varmak için gece tavsiye ederim.

 

 

Her Ağustos ayında gerçekleştirilen Sziget Festivali, binlerce turisti şehre çekmektedir. Bir hafta kadar süren festivalde, her türlü müziği dinleyebilir, çılgınlıklara şahit olabilirsiniz.

Budapeşte’nin hakkını vermek istiyorsanız dolu dolu 3-4 güne ihtiyacınız olacağını söyleyebilirim. Bu sebeple 3 şehir 3 gece 4 gün turları sizi şaşkın etmekten başka bir işe yaramayacaktır.

 

Keyifli bir tatil dilerim.